TAKDİM

Osmanlı medeniyetini besleyen en mühim fikri damarlardan birisi olan tasavvufun toplumsal elit oluşumundaki rolü de incelenmesi gereken bir hakikattir. Ferdî manada bir “kâmil”in oluşumu ne kadar zor bir psikolojik sureci iktiza ediyorsa aynı şekilde bu merkez şahsiyetin toplumsal tarihe yansıyan bir elit oluşturması da bir o kadar karmaşık sosyolojik sureci izler. “Bilgi”nin başlıca asalet ve imtiyaz değeri olarak görüldüğü geleneksel yapılarda bir “âlim/ârif” kişiye nisbet edilen ailelerin bu önemi uzun nesiller devam eder. İmparatorluğun tasfiyesi ile beraber maalesef böylesi asalet değerleri de tepetaklak oldu, âvâm ve âvâmîleşme öne çıktı. Her ne kadar merkez değer olan “ilim ve irfan”ın yerini günümüzde daha çok ekonomik, politik ve medyatik tesirler aldıysa da “Büyükbabam şeyhti” diye torunlarının gurur duyduğu pek çok ailenin tarihi yazılmayı beklemektedir. İste Osmanlı entelektüel tarihinde “Uşşâkîzâdeler”, “Sivâsîzâdeler” gibi önemli ailelerden birisi de kurucu şahsiyetinin eş-Şeyh Yahyâ Şerâfeddîn el-Morevî el-Cerrâhî’nin olduğu “Morevîzâdeler” üzerine kıymetli kardeşim Murat Özer uzun yıllar süren bir araştırma gerçekleştirdi. Bugün iki kapak arasında toplanmış bu çalışma, sadece bir aile tarihi değil bir düşüncenin de tarihteki izleridir. Kendisini yürekten tebrik ederim…

Prof. Dr. Mahmud Erol KILIÇ